Sen gideli tam beş yıl oldu. Hayata tutunmaya, iki çocuğumuza sahip çıkmaya, onlara gücüm yettiğince kol kanat germeye çalışarak geçen beş yıl.
İlk yıl senin dönüp geleceğin ümidi taşıdık, küçük oğlumuz hiç kabullenmedi gidişini, bazı geceler üzerini örtmeye gittiğimde gizli gizli ağladığını gördüm. Büyük oğlumuz baba olmaya çalıştı kardeşine, bense ikisine karşı güçlü olmak adına hep sakladım derin hüznümü. Onlar uyuyunca yağan yağmurlara karıştı gözyaşlarım. Ne zaman yağmur yağsa, sokağa atıyorum kendimi neden mi? Yağmurda gözyaşlarım belli olmuyor, içime akıttığım yaşları gözlerimden özgürce dökülüyor. Gören ıslandım sanıyor, yağmur saklıyor gözyaşlarımı.
İkisi de bisiklete binmiyor, denizde yüzmüyorlar artık, çünkü sen öğretmiştin onlara yüzmeyi, bisiklete binmeyi, seni hatırlatan birçok güzellikten vazgeçtiler. Gitmek çok kolay ama geride kalanların kanadı hep kırık. Zaman her şeyin ilacı, doğru artık özlemleriyle başa çıkabiliyorlar, acılar insanı güçlendiriyor. Biz babasızlığa alıştık artık üç kişilik bir dünya kurduk kendimize, bazen düşünüyorum acaba değdi mi? Uğruna bizi terk edip gittiklerin için, sevdi mi? seni bizim kadar. Biz üçümüz sardık yaralarımızı, elimizden geldiğince, bekleyişlerimiz bitti, özlemlerimiz dindi, açtığın yaraların izi kaldı ama sensizliğe alıştık.
Mutlu olduğunu, yeni bir hayat kurduğunu küçük oğlumuza;
-Benden umudu kesin, bir şey beklemeyin, ben dönmeyeceğim artık ‘’Allaha Emanet Olun’’ diyerek gittiğin günü, oğlumuz hiç unutmadı. Babam döner belki pişman olur, Anne onu affet olur mu? Dediler, içim yanarak senin dönmeyeceğini bilmeme rağmen, olur annem dedim. Onların umutlarını kırmamak adına. İki yıl boyunca hep bir ümit beklediler seni, elimden geldiğince onların senden nefret etmesini engellemeye çalıştım. Babanız o ne olursa olsun, bağınızı koparmayın, telefonla olsun arayın, yaz tatillerini onunla geçirin, biz ayrılmış olabiliriz ama siz evlatlarısınız bağınızı koparmayın dedim.
Senden nefret etmelerini asla istemedim. Ama sen başkasının huzuru bozulmasın diye, her gelişlerinde onları tekrar tekrar üzdün. Beş yıl geçti, şimdi bana Anne ‘’O’’ gelirse sakın affetme bizi kaybedersin diyorlar. Artık ‘’BABAM’’ demiyorlar ‘’O’’ oldun onlar için. Sen bunları hiç bilmeyeceksin çünkü yaşattığın ayrılık acısını hiç tatmadın.
Şimdi yalnız kalmışsın, arkana bile bakmadan terk edip gittiğin yuvanı çok özlemişsin, bin pişmanım diyormuşsun. Ne yazık ki artık dönmen için çok geç, elimden bir şey gelmez. Sana son sözüm ‘’SON PİŞMANLIK FAYDA ETMEZ’’