Güven, tüm dünyada ciddi bir şekilde düşüşte ve onarıma muhtaç görünüyor.
Televizyon haber yayınlarında, sosyal medyada, radyo yayınlarında veya ulusal veya bölgesel gazetelerde olsun, zedelenmiş güven örnekleriyle dolup taşıyorsunuz.
Fikir merkezleri ve iş grupları tarafından yapılan anketler de güvendeki düşüşü yansıtıyor.
Bu güvenin insanlara, hükümet temsilcilerine ve acentelerine, iş liderlerine, kamu kurumlarına, şirketlere, haber medyasına veya dini kuruluşlara olup olmadığı tamamen görecelidir.
Güvenin nasıl zedelendiği kişisel deneyime göre değişebilir. İnsan hatasından organizasyonel yapılara ve süreçlere ve hatta sistemik nedenlere kadar.
Güven her zamankinden daha önemli.
COVID-19’un bu döneminde kendinize, ilişkilerinize ve hatta iş yerinize güvenmenin önemi ciddi bir şekilde önem arz ediyor.
İş dünyasına, hükümete, sivil toplum kuruluşlarına ve medyaya olan küresel güven seviyeleri halkın bu kurumlara olan inancında en yüksek düzeyde güven eşitsizliği olduğu gerçeğini göz ardı edemeyiz. .
Belki de sürpriz değildir. Genel olarak, gerçeklerin manipüle edildiği veya çarpıtıldığı hissi vardır. Görünüşe göre bilgi saklanıyor ve gerçekler avantaja çevriliyor. Birçoğu sözlerini tutmadı, hataları örtbas etti vb.
Bu salgında yanlış kişiye ve bilgiye güvenmek ölümcül olabilir.
Güven, kasıtsız veya kasıtlı olarak tehlikeye girebilir, zarar görebilir veya kırılabilir.
İnsanlar arasındaki alevlenmeler tipik olarak derinden inanılan inançlar, tutumlar ve davranışlara meydan okunduğunda ortaya çıkar.
İnsanlar güven ister.
Doğal olarak, güven kırılması veya zedelenmesi olayları, güven oluşturmaya daha fazla ilgi gösterilmesine neden oldu.
Güven basit bir şey değildir ve insanlar, kuruluşlar ve hatta uluslar arası ilişkilerde birçok açıdan görülebilir.
Bozulan güven nasıl onarılabilir?
Bu kurumlarda zedelenen güvenin genişliği göz önüne alındığında, zihninizi zedelenmiş güvenin nasıl onarılabileceğine çevirmeniz gerekiyor. Diğerleri için konuşma, pek çok düzeyde güvenin nasıl oluşturulacağı ve sürdürüleceği olmalıdır.
Kendinle başla.
Bu amaçla, kendi çevrenizdeki mevcut koşullardan ne kadar etkileniyor olursanız olun, güven inşa etmek veya onarmak için bir başlangıç noktası kendiniz olabilir.
Kendinize şunu sormalısınız: “Bu duruma katkıda bulunmak için ne yaptım? Etrafımdaki güven uçurumunu kapatmak için ne yapmaya başladın, yapmayı bırakmaya veya yapmaya devam etmeye istekli misin?”
Hayatınızın ve topluluklarınızın yolculuklarında pasif bir katılımcı değilsiniz. Aktif bir oyuncusun. Peki, bu salgın sırasında ve sonrasında güven inşa etmede nasıl aktif bir oyuncu olarak kalabilirsiniz?
En iyi seçimleri yapmak.
Her şey seninle başlar. Her birimiz her gün çevremizdekileri olumlu yönde etkileyen seçimler yapma fırsatına sahibiz.
Bir toplumda, denklemin yalnızca bir parçasısınız ve kararlarınız çevrenizdekileri etkiler.
Güveni, hem inşa etmeyi hem de ilham vermeyi öğrenmek istiyorsanız, her gün yalnızca çevrenizdekilere güvenmekle kalmayıp, aynı zamanda başkalarının güvenine de layık olmaya karar vererek başlamalısınız.