Kapat

Kekemelik Nedir, Türleri ve Tedavisi

Kekemelik Nedir, Türleri ve Tedavisi

Kekemelik nedir ?

Kekemelik kısa tanımı ile konuşma ahengindeki bozukluktur. Akıcılık bozukluğu da denebilir. Konuşmanın düzenini bozan duraklama, tekrarlama ya da uzatarak söyleme şeklinde görülebilir. Konuşmaya başlarken veya konuşma esnasında, konuşmanın akıcılığını bozan, bazı ses veya sözcükleri tekrarlama ya da duraklayarak çıkarma ile gelişen yanlış konuşma alışkanlığıdır. Özellikle heyecanlanınca, baskı altına girince, sinirlenince, yeni kişilerle konuşurken, toplum karşısında konuşurken, önemli bir kişiyle konuşurken bireyin takılması artar. Bu durum kişiyi toplumdan uzaklaştırır ve daha çok içine kapanık bir hale getirir.

Kekemelik nedenlerinden biri de yanlış nefes alma alışkanlığıdır. Kekemeler nefes aldıkları ya da verdikleri sırada konuşurlar. Ses dalgasına dayalı olan belirtileri sesin çıkması gereken zamanda çıkmayışı, patlayarak çıkması, gereğinden fazla uzatılması, gereksiz yere yinelemesi, seslerin birbirine ulanarak sözcük oluşturulmasında olağandışı yerlerde duraklayarak ulamanın kesintiye uğraması gibi belirtiler sese ilişkin olanlardır.

Kekemeliğin seviyesinde artma ile birlikte kişide tikler de oluşabilir. Genellikle yüzde buruşma, dudaklarda titreme, parmak şıklatma, ayağını yere vurma, vücudu geri itme vb. tikler yaygındır. Zor bir kelimeyi söylemeye çalışırken eğer ayağını yere vurursa kelimenin daha kolay söyleneceği kanısına varabilir. Çok kısa süre sonra konuşurken ayağını yere vurma veya göz kırpma, baş sallama alışkanlık haline gelir. Kişi bu hareketlerden birini yapmadan konuşamayacağını ya da konuşmaya başlayamayacağını hisseder.

Kekeleyen birey sosyal iletişimden zevk alamaz. Kekeme olmayan bir kişi için basit bir iş olan lokantada yemek ısmarlama işi bile, kekeme için hemen hemen imkansız bir eylem denemesi haline gelebilmektedir.

Çocuklukta konuşmanın başlaması dönemlerinde olumsuz anne – baba yaklaşımları veya olumsuz çevre faktörleri etkilidir. Ergen kekemeler hatalı konuştuklarını fark etmeden bunu alışkanlık haline getirmiş olurlar. Daha sonraki dönemlerde ise kişi bu engeli aşmaya çalışırken birçok normal olmayan alışkanlıklar veya tavırlar da kazanabilir.

Kekemelik Türleri

Kekemelik ışık ve ses dalgasına dayalı iki tür belirti veren bir iletişim problemidir. Kekemelik tek bir isim ile anılan bir problem ise de, kendi içinde bir takım ayrıcalıkları olan türler halinde de ele alınabilir.

Ses, hece ve sözcüklerde gereksiz uzatmalar, tekrarlar, duraklamalar veya gereksiz vücut hareketleri ile ortaya çıkan, konuşmanın akıcılığının bozulduğu bu durum “Kekemelik” olarak adlandırılır. Bu durumda, kişinin ne konuştuğundan çok nasıl konuştuğu dikkat çekmeye başlar. Konuşan kişi de dinleyenler gibi durumu fark ettiğinde, konuşma güçlüğüne korku ve endişe de eşlik etmeye başlar. Kekemeliğin ileri durumlarında belirgin yüz ve vücut hareketleri de ortaya çıkar ve bireyin tüm konsantrasyonu bozularak konuşamaz duruma gelir.

Takılma, konuşma başladıktan sonra alışılmamış bir biçimde konuşmanın kesilmesi ya da duraklamasıdır. Çoğunlukla başlanmış olan tümce bir ya da bir kaç yerinde kesintiye uğrar. Bazı hallerde her duraklamayı bir başlayamama güçlülüğü izler.

Bir başka tür kekemelik, konuşmaya başlarken belirli seslerin çıkarılış biçimiyle ilgilidir. Bazı bireyler konuşurken bazı sesleri, özelikle sözcüklerin ilk seslerini birden patlatarak çıkarır. Birey para diyecekse, önce duraklar. Bütün gücünü ilk ses olan ‘Pe’ nin çıkarılmasına harcar. Böylece ilk hece olan ‘Pa’ olağandışı bir gürlükte ve birden çıkarılır. Bundan ötürü böylesi belirti veren kekemeliğe patlama denir.

Takılma, Bazı olgularda belli bazı sesler olağandışı sayıda yineler. Birey sen diyecekse ‘s’ sesini heceleyerek se,se,se,se,se,se…..diye yineler ve sonunda ‘n’ sesini de ekleyerek sen sözcüğünü tamamlar.

Bazen ses olağandışı uzatılarak çıkarılır. Yüksek demek isteyen bir kekeme ‘sesli harfin’ sesini gereğinden fazla uzatarak ancak yüksek sözcüğünü söyleyebilir. O zaman sözcük y,y,y,y,y,y, yüksek biçiminde çıkarılmış olur. Uzatma ilk seslerde olduğu gibi sözcük ortasında olan sesler de pek görülmez.

Tutulma, kekemelik olarak nitelendirilen takılmanın daha ileri boyutu olarak belirtebileceğimiz tutulma, kekeme olan bireyin söylemek istediği hecenin ya ilk başında iken yada heceye başladıktan sonra tutukluğun baş göstermesi ile söylenmek istenen cümlenin henüz başlarındayken konuşma esnasında kitlenme durumudur. Merkezimizde uygulanan Kademesiz sistemli yapısal konuşma yöntemi ile tutulma esnasında yaşanan durumlarda gerekli olan hızlanmayı sağlayıcı hipnoz, konuşma ve gerçekçi yaklaşım yöntemleri ile bu rahatsızlıktan da kurtulacaksınız.

Harf Hataları, genellikle 5-6 yaşına geldiği halde konuşmasında sorunlar varsa,(k) yerine (t), (r) yerine (y),(s) yerine (t), (l) yerine (ğ) ya da (y) diyor, başka harfler kullanmaya başlayabilir. Ancak bu farklı harfleri kullanma, kısık ya da farklı ses çıkarma, hızlı konuşma, heceleri yutma gibi sorunların çözümlenmesi mümkündür.

5 yaşına kadar konuşma sesleri tam olarak gelişmediyse, konuşma terapistlerine başvurmakta fayda vardır. Merkezlere başvurulması, mutlaka terapi yapılacak anlamına da gelmez.

Dil ve konuşma terapistleri sadece çocuk değil ergen ve yetişkinlerin de dil ve konuşma bozukluklarını giderebilmektedir. Sorunun erken dönemde fark edilmesi de çok önemlidir. Çünkü yanlış yerleşen bir şeyi düzeltmek, bilinmeyen bir şeyi öğretmekten daha zordur.

Yanlış yerleşen harflere dikkat etmek gerekir. Konuşma bozukluğu sadece harf söylememeye bağlı artikülasyon bozukluğundan kaynaklanmaz. Kekemelik de çok sık gördüğümüz bir sorundur.

Zihinsel engelliler dudak damak yarıklığı olanlar, işitme engelliler ve benzerlerine terapilerde egzersizler yaptırılır. Konuşma bozukluğu bir başka hastalığında nedeni olabilir.

Telefona tefon, kediye tedi, şapkaya şapda, kuşa tuş, fareye pare, camiye dami, bıçaka bışak, Topa dop demenin 4 yaş, Türk’e tük, flüte füt, arabaya aaba, ayaka alak, balıka bayık, arıya ayı demek gibi bozuklukların 5-6 yaş civarında son bulması gerekmektedir.
(R ) sesi Türk çocuklarında en son ortaya çıkan sestir. Bu ses genelde 3,5-4 yaş civarında sözcük başlarında kullanılmaya başlar fakat yerleşmediği de olur. O zaman 6-7 yaşına kadar kendiliğinden bu sorunun çözülmesi beklenebilir.

Artikülasyon bozukluğu nedir ?

Dil, çene, dişler, dudaklar ve yumuşak damağın, sestellerinden gelen havayı kullanarak seslerin, hecelerin, sözcüklerin oluşturulmasında kullanılmasıdır.Kişi sesleri, heceleri yada sözcükleri doğru biçimde kullanamıyorsa ve bundan dolayı da dinleyici, kişinin ne dediğini anlamayıp daha dikkatli dinlemek zorunda kalıyorsa bu kişilerdeki bozukluk artikülasyon bozukluğu olarak adlandırılabilir.

Artikülasyon bozukluğuna ne neden olur?

Artikülasyon problemi serebral palsi, yarık damak-dudak, işitme kaybı, çeneyle ilgili diğer problemler, örneğin diş problemleri gibi fiziksel bir engel sonucunda oluşabilir. Ancak bazı artikülasyon problemleri herhangi bir fiziksel engelin bulunmadığı durumlarda da oluşabilir. Bu durumu, konuşma seslerinin yanlış öğrenilmesi diye tanımlayabiliriz ve Fonksiyonel Artikülasyon Bozukluğu diye adlandırabiliriz.

Artikülasyon bozukluğu, bebeksi konuşmaya benzer mi?

Artikülasyon probleminde sesler bazen bebek konuşması gibidir çünkü erken yaş çocukları da bazı sesleri, heceleri, sözcükleri sesletemezler bu nedenle dinleyici bebeksi konuşmayla artikülasyon bozukluğunu birbirine karıştırabilir.
Çocuklar tarafından yapılan ses hataları kulağa sevimli gelebilir fakat bu hatalar ve bunların pekiştirilmesi çocuğun iletişim becerilerine zarar verebilir. 3-5 yaş ve daha yukarısı çocuklarının konuşmasında şiddetli hatalar varsa bu bebeksi konuşma değil artikülasyon problemidir.

Hızlı Konuşma, (Takifemi), anlaşılması güç, mırıltı halinde, hızlı ve dikkatsiz bir konuşma türüdür; genellikle kalıtsal olduğuna inanılmaktadır ancak bilimsel bir gerçek olgu ile henüz desteklenmemiştir. Merkezimizde verdiğimiz eğitimlerle bu rahatsızlığın ortadan kalmasını sağlamaktadır. Kademesiz sistemli yapısal konuşma yöntemi ile gerekli olan konuşma akışındaki ses düzeninin sağlanmasına yönelik dinleme, izleme ve buna yönelik gruplanan terapi seansları ile konuşma seviyesi normal düzene geçilmektedir.

Dil Tembelliği, Dil tembelliği adı verilen konuşma bozukluğu Tıpta AFAZI, DISFAZI olarak adlandırılır. Çocukluktan itibaren oluşan bir durum olup olmadığı önemli olabilmektedir. Eğer sonradan oluştu ise ayrıntılı bir KBB muayenesi ile (kas uyarımında ve sinirlerde) bir patolojinin olup olmadığı ayrıntılı olarak araştırılabilinir. Verdiğimiz eğitimle de, dudak, dil ve yanak kaslarının harekete geçirilmesini ve doğru kullanılmasını hedefliyoruz. Bunun yanında sizin de yüksek sesle kitap okumanız vereceğimiz eğitimlerde sizlere yardımcı olacaktır.

Kekemelik Nasıl Başlar?

Kekemeliğin nedenleri konusunda ileri sürülen görüşler oldukça değişik ve çoktur. Kimi uzmanlar, kekemeliği yapısal bir bozukluk olarak ele alırken, kimi öğrenilmiş bir davranış, bir direniş belirtisi olarak tanımlamakta, bir başkası da çevresel nedenlerin kekemelikte önemli bir rol oynadığı görüşünü savunmaktadır. Genellikle 2-7 yaşları arasında yaşanan korku, endişe ve gerilimden kaynaklanır. Her 10 kişiden 6 sının ailesinde bir kekeme olduğunun bilinmesine rağmen bilimsel olarak kanıtlanmış bir genetik bulgu yoktur. Bazı durumlarda, okul çağında, nadiren yetişkinlikte de ortaya çıktığı görülebilir.

Kekemeliğin Nedenleri Nedir ?

Kekemeliğin iki farklı sebebi bulunmaktadır.

A . Organik nedenler: Beyin yapısındaki sorunlar, ses tellerinin yapısal bozuklukları, ağız, dil, diş, dudak bozuklukları.
B . Psişik nedenler: Yapısal kusuru olmayıp psişik nedenlerle konuşmayan, takılan ve kekeleyen kişiler bu grubu oluşturur.
Ne türden olursa olsun yeter ki organik nedene dayanmasın. Beyindeki konuşma merkezi hasara uğramasın. İşte merkezimizde kişinin konuşma merkezine yeni metotlarla ve yaklaşımlarla erişildiğinde psişik nedenlere dayanan konuşma bozuklukları düzeltilmektedir. Buradaki kıstas kişinin şarkı söylerken, fısıltı şeklinde konuşurken ve rahat zamanlarında güzel konuşup konuşmadığıdır. Sorunun çözülmesi mümkündür.

Kekemelikte Cinsiyet Farklılığı,

Erkek kekemelerin kadınlara oranla 3 – 4 kat daha fazla olduğu bilinmektedir. Genellikle erkeklerde kekemelik daha karmaşık olup, düzeltilmesi bayanlara göre biraz daha zordur.

Sosyal Anlamda Neler Yapılmalıdır ?

• Kişi, konuşurken takıldığında, onu sabırla dinlemek ve cümlesini tamamlamamak gerekir.
• Konuşurken kişiyi kaygılandıracak, acele etmesine neden olacak söz, bakış ve davranışlardan kaçınmak gerekir.
• Konuşma sorununu yaşayan bir çocuksa, sorumluluklarını azaltmak yerine, yapabileceği sorumluluklar vermek gerekir ve doğru yaptığı her şey ödüllendirilerek öz güvenin artması sağlanmalıdır.
• Okul ve öğretmen ile bu konuda görüşülmeli ve bilgi alış verişi sağlanmalıdır.
• Kişi ile, yaşanan konuşma bozukluğu hakkında konuşulmalı ve duygu paylaşımında bulunulmalıdır.

Günlük Hayatta Kekemeliğin Getirdiği Bazı Sıkıntılar,

• Kendi fikirlerini ifade etmek yerine başkasının fikirlerine katılma
• Adres sormada güçlük
• İş başvurusu yaparken kendini ifade edememe
• İneceği durağı söyleyememe ve durağı kaçırma
• Askeri okul ve Polis Okulu mülakatlarından geçememe
• Müsamere veya özel günlere katılmaktan çekinme
• Arka sırada oturma isteği, parmak kaldırmama, genellikle dinleyici konumunda olma,
• Sınav kağıdına itiraz edememe, yoklama alınırken buradayım! Diyememe, yazılı sınavlardan iyi sözlü sınavlardan yada mülakattan kötü not alma.
• İstediği yemeği değil kolay söyleneni sipariş verme
• Telefona yanıt vermekten kaçınma
• Cümleleri istediği kelimelerle değil, eş anlamlısını kullanarak, önüne şey, işte,hop,evet vb. kelimeler getirerek yada cümlenin tamamını değiştirerek söyleme.
• Toplumda kekeme olarak damgalanmak

Düzgün Konuşma Neden Önemlidir?

Günümüzde düzgün konuşma, kendini en iyi şekilde ifade etmekle açıklanabilir. Günümüz koşullarında iş mülakatlarında ilk değerlendirilen unsur adayın söylemek istediklerini nasıl ifade ettiğidir. Bu bağlamda işveren için aynı bölümü bitirmiş onlarca kişi arasından seçim yapmada ilk kriter konuşmadır. Örneğin iki işletme mezunu arasında düzgün konuşan aday avantajlı konumda diğeri ise kaybetmeye mahkûmdur. Düzgün ve akıcı konuşan, isteklerini net ve gereksiz kelimelerden arındırmış olarak ifade eden bir kişi, bulunduğu toplulukta saygı kazanır.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir