Canlılığın milyonlarca yıl içerinde dönüşerek günümüzdeki halini nasıl aldığını anlatan biyolojinin temel taşı olan süreç mi? Yoksa kendilerini “bilime inanan insanlar” olarak tanımlayanların elinde “materyalist doğacı bilimsel felsefenin” (naturalism) temel savunma aracı mı?
Evrim gerçekten maddeciliğe hizmet edip, Tanrı’yı devre dışı mı bırakır yoksa Tanrı’nın canlıları yaratma vesilesi midir?
Evrim’e bakışımız nasıl olmalı?
Müslümanların çok azı bu ikinci düşünceye sahiptir. Çoğunluk ise evrimi toptan reddedip, canlıların her birinin hiç bir aşama veya dönüşüm olmadan ayrı ayrı yaratıldığı düşüncesine inanır. Bunun en önemli sebebi; ismine Naturalizm denilen, bilim çevrelerinde genel kabul görmüş dogmatik felsefi yaklaşımın “Tanrı’nın olup olmaması bizi ilgilendirmez” savı altında Tanrı’nın olmadığını çoktan kabul etmiş olmasıdır. Yani bir çok Müslüman, bilerek yada bilmeyerek evrim ve maddeci natüralizmi bir görüp, onların iddialarına karşı reaksiyon geliştirmektedir.
Pek tabii evrim, Allah için bir anlık olan, ancak bizim bakışımızda zamana yayılmış olan bir yaratma sürecinin ismi olabilir. Allah’ın canlıları var etmesi ile ilgili olan her türlü bilgi ve tez bizim konumuz olmalı iken, evrimle ilgilenmemek ve bu konudaki bilgileri merak etmemek olmaz. Müslümanların karşısında durmaları gereken evrim değil, bu maddeci dogmatik felsefi yaklaşımdır. Bu felsefeye bugün yalnızca “Bilim” denilmekte ve bu felsefedeki Tanrı’nın olmadığına dair ön kabul, önkabulsüzlük şeklinde insanlara yutturulmaktadır.
Üstelik mesele sadece evrim de değildir. Bilim namını tekeline almış olan Naturalist düşünce, biyolojinin her dalından astronomiye, fizikten kimyaya, tarihten arkeolojiye hemen hemen bütün ilim sahasında kendini kabul ettirmiştir. Bunun neticesinde “Tanrı’yı var kabul etmek dogmatiktir” tezi her bilim dalına yerleştirilmiş, tarih boyunca Tanrı’yı anlamak içi yapılan bilim yerini Tanrıdan bahsetmemek zorunda olan bir bilime bırakmıştır. Neticede bilimsel olgulara Tanrı’yı karıştırmak, bilime aykırı hale getirilmiştir.
İslam coğrafyası dışındaki dünya toplumlarında dinin kabullerinin hayatla uzlaşmaması dinin yerini Tanrısız bilimin almasını kolaylaştırmıştır. Müslüman ülkelerdeki etkisi ise, bilimin yararsız ilimler olarak görülmesi, hemen her türüne karşı cephe alınması ve neticede İslam topluluklarının fen ve teknoloji sahasındaki geriliklerinin artarak sürmesidir.
Bu sebeplerden bu sayfalarda pozitif bilimlerle ilgili faydalı bulduğumuz bir çok bilgiye yer vereceğimiz gibi, doğacı bilimsel felsefenin tuzaklarına düşmeden evrim ve Tanrı’nın yaratış şekliyle ilgili araştırmalara da yer vermeyi planlamaktayız.